2 Kasım 2015 Pazartesi



LEZZET YOLCULUĞU, GAZİANTEP'TEYDİ...

Show Tv’de ki Lezzet Yolculuğu’muza yemeğin başkenti Gazientep’de başladık. Gaziantep her gittiğimde başka bir yemeğini öğrenip mutfak kültürüne hayran kaldığım bir şehir. Baharatın, acının, sarımsak ve soğanın bol kullanıldığı Gaziantep mutfağı ülkemizin en zengin mutfağıdır.


 Gaziantep’de ki ilk durağımız “Beyran” denince akla gelen ilk isim olan “Sakıp Usta Paça Beyran Kebap” oldu. Her zamanki gibi Sakıp ağabeyimiz bizi gülen yüzüyle karşıladı. Ben Sakıp Ustanın yapmış olduğu Beyranı, oda benim söylediğim türküleri sevdiği için Beyran yapımına türkümüzle başladık. Sakıp Ustanın kulağının pasını attıktan sonra ustamızda yemeye doyamadığımız Beyranı hazırlamaya başladı. Sakıp ustanın en büyük sıkıntısı Beyran’a çorba denmesi. Osmanlı aşçılarının padişahlara yapmış olduğu bu yemeğe günümüzde çorba denmesine oldukça içerleniyor Sakıp ustamız. Siz siz olun Sakıp ustaya gittiğinizde Beyrana çorba demeyin.  


 Gaziantep denince akla gelen ilk lezzet hiç kuşkusuz ki baklava. Gaziantep’e gidip baklavanın yapımını görmemek, tadına bakmamak olmaz dedik ve İmam Çağdaş’ta soluğu aldık. Oldukça steril bir ortamda baklavalarını yapan İmam Çağdaş’ta yediğimiz baklavaların tadı hala damağımızda. 


 Gaziantepli hemşerilerimizin ikindi vaktinde bir araya geldikleri ve kahve içip meşk ettikleri ikindi sazı için Tahmis Kahvesi’nin yolunu tuttuk ve mis gibi kahvelerimizi yudumlarken, bir yandan da Gaziantep’in güzel türkülerini dinledik.


 Tahmis Kahvesinde dinlediğimiz güzel türküler karnımızı acıktırdı. Ve soluğu Yörem Gaziantep Sofrası’nda aldık. Mekanın ustası Zekiye hanım karşıladı bizi. Zekiye hanıma mekanda Zeko abla diyorlarmış. Zeko Abla’mızla dillere destan 2 Gaziantep yemeğini yaptık. “Analı Kızlı” da Anaları Zeko ablam, kızlarıda ben yaptım. Gaziantep’e gelip etli kuru dolma yapmamak yememek mümkün mi. Zeko ablamızın bize yaptığı ikinci yemekte Etli Kuru Dolma oldu. Hepimiz Zerde ve Sütlaçı biliriz. Peki bu iki tatlının aynı kasede olduğunu hiç gördünüz mi? İşte Zeko ablamın icadı olan Sütlaç Zerde’yi yiyince damakta yer eden tatlılar arasında ona da yer verdik.

Gaziantep tarihinde hanları ve hamamlarıyla bilinen bir şehirdir. Geçmişten bugüne gelirken hanlar ne yazık ki yerini otel kültürüne bırakınca eski hanların bir çoğu yıkılmaya başladı. İşte Gaziantep’de bu eski hanlardan biri restore edilerek Bayazhan Restoran açılmış. Oldukça güzel bir işletme olan Bayazhan’da Ekşili Köfte, Yuvalama ve Antep’in dillere destan lahmacununun tadına baktık.


Gaziantep’te kaldığımız süre içerisinde bize ev sahipliği yapan Şirehan Otel’in restoranına indiğimizde bizi Cevdet ustamız karşıladı. Antep’in en meşhur kebaplarından olan Ali Nazik, Küşleme ve Simit kebabını Cevdet ustamızın hünerli ellerinden yedik.

 
Antep’e gidip katmer yememek olmaz dedik ve soluğu Katmerci Zekeriya Usta’da aldık. Mehmet Usta bizi gülen güzüyle karşıladı. Ve kendisiyle birlikte 150 yıllık Gaziantep tatlısı olan Katmeri yaptık. Gerçi benim pek yaptığım söylenemez ama Mehmet ustamızın yapmış  olduğu nefis katmerleri soğuk sütle birlikte yedik. Gaziantep’e gittiğinizde katmer yediğinizde mutlaka yanına bir bardak soğuk süt içmelisiniz. 


Gaziantep’teki bir başka durağımızda Cerit Yeniyapan Köyüydü. Gaziantep’e 25 km. uzaklıktaki bu şirin köyün geçim kaynağı hayvancılık. Tarımda yapan köy halklı davul zurnalarla bizi karşıladı. Köyde yer alan dokuma atölyesini ziyaret ettikten sonra, keçilerin içine dalıp süt bile sağdık. Ardından köyün maharetli hanımlarının yapmış olduğu Firik Pilavı, İçli Köfteyi ve burma kadayıfın tadına baktık. Sevinçle coşkuyla karşılandığımız Cerit Yeniyapan köyünden hüzünle yeniden görüşmek dileğiyle vedalaştık.

Gaziantep’in kebapları, baklavaları, katmerleri kadar Kahke’si de meşhurdur. Hal böyle olunca bizde Akşam Simit Fırının kapısını çaldık. İbrahim ustanın hazırlamış olduğu Gaziantep kurabiyesi olarak da anılan Kahke’leri büyük bir keyifle yedik.
 
Gaziantep’de ki son durağımız Keloğlu Mağarasıydı. Antep müziğinin önemli isimlerinden biri olan Sayın Faruk Lök ve ekibi çiğköfte eşliğinde bize unutamadığımız bir müzik ziyafeti tattırdılar.

Gaziantep hem mutfağıyla, hem müziğiyle, hem de sıcacık insanlarıyla hep yüreğimizde olacak bir şehrimiz. Daha şimdiden özledik.